MEHMET GÖRMEZ SAPANCA’DA KONUŞTU
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Sapanca ilçesinde düzenlenen "Kitlesel Göç Hareketleri ve Küresel Din Hizmetleri" konulu 5. Yurtdışı Din Hizmetleri Konferansı'nın açılışında konuştu.
Konferansın hayırlara vesile olmasını dileyen Görmez, toplantıda bir yıl içerisinde Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün gerçekleştirdiği bazı yurtdışı hizmetlerden örnekler verdi.
Bugün üzerinde duracakları göç olgusu, iltica ve sığınmacılar meselesinin, Kur'an-ı Kerim'de ifade edilen hicret kavramıyla ne kadar örtüştüğünün teolojik konu olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Görmez, şöyle konuştu:
"Mesela Cenab-ı Hak kıyamette 'neredeydiniz?' diye sorduğunda, mazeret olarak yeryüzünde zaafa uğratılmış mustazaf olduklarını ifade edenlerin orada verecekleri cevap bugün ne kadar geçerli, bunun üzerinde durulması lazım. Kendisine denilecek ki, 'Allah'ın yeryüzü, arzı geniş değil miydi? Oraya hicret edeydiniz.' Öyle zannediyorum ki bugünün insanları bu soruya muhatap olduklarında şu cevabı vereceklerdir. 'Evet senin arzın genişti ama kulların o kadar daralttı ki arzı, hicret edecek yer bulamadık.' Biz bu toplantıda, sadece muhacirleri değil, hicret edecek yer bulamayanları konuşacağız."
Prof. Dr. Görmez, bütün insanlığın modern dünyanın oluşum sürecinde milli, ulus devletlerin oluşumunda kitlesel zorunlu göçlerin doğurduğu sonuçlar üzerinde durması gerektiğine işaret ederek, kitlesel göç hareketlerine karşı din hizmetlerinin nasıl yapılacağına dair herhangi bir çalışma görmediği için bu toplantıyı milat kabul ettiklerini söyledi.
"ÜLKEMİZE SIĞINAN GÖÇMEN ÇOCUKLARI EĞİTMELİYİZ"
Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli mülteciyi ağırladığını, onlara ensar olmaya çalıştıklarını belirten Görmez, çadır kentlerin dışında yaşayan göçmenlerin çocuklarının eğitimi meselesini çok önemsediklerini bildirdi.
Görmez, 3 milyonun büyük bir kısmının kadın, çocuk ve gençlerden oluştuğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri olarak üzerinde yoğunlaşacağımız en önemli konulardan bir tanesi, ülkemize sığınan insanların çocuklarının eğitimi olmalı. Eğer bunlar eğitimsiz olarak hayatlarına devam ederlerse gerçekten hem ülke hem millet hem de coğrafyamız gelecekte çok daha büyük sorunlarla karşılaşır. O yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve diğer kuruluşlarla bir araya gelerek çalışıyoruz. İlkokuldan üniversite hayatına kadar, çok iyi konuşulması, tartışılması lazım. Onlara özgü okullar mı açmak lazım, yoksa bizzat bizim çocuklarımızla birlikte entegre olmaları bakımından bizatihi aralarına girerek okumaları mı çok daha doğru olur, bunun üzerinde ayrıca düşünülmesi gerekiyor."
Diyanet Vakfı olarak bu dönem içerisinde 13 bin öğrenciye, MEB'in okullarında yarım gün Suriyeli öğretmenler tarafından eğitim verdiklerini bildiren Görmez, "Ücretlerini Diyanet Vakfımız veriyor, çocukların birtakım harçlıkları temin ediliyor. Ders müfredatı, Suriye'de daha önce okudukları müfredat biraz revize edilerek birtakım zararlı şeyler çıkarılarak yeni bir program takip ediliyor ancak bu da yeterli değil, bunun çok daha geniş şekilde ele alınması gerekiyor." dedi.
Prof. Dr. Görmez, hizmet tariflerinin soydaş eksenli değil, yeryüzündeki bütün beşeriyete hitap etmesi gerektiğini vurgulayarak, bütün Müslümanlar'ın dertleriyle ilgilenilmesi ve onların acil ihtiyaçlarını gidermek için her türlü çaba ve gayret içerisinde olunması gerektiğini sözlerine ekledi.