ARAZİSİNE ORMAN DENİLEREK EL KONULMUŞTU, MAHKEME DEVLETE 997 BİN LİRA CEZA KESTİ
Sakarya'nın Sapanca ilçesinde satın aldığı arazisi 'orman şerhi' konularak elinden alınan vatandaşın açtığı davada mahkeme, devleti 997 bin lira tazminata mahkum etti.
1988 yılında Sapanca'da bahçe satın alan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir vatandaşın, arazisinin 12 bin 467 metre karelik bölümü orman şerhi konularak elinden alındı. Durumdan iki yıl önce haberdar olan arazinin sahibi Orman İşletme Müdürlüğü'ne başvurdu. Arazi sahibine arazinin bulunduğu yörede orman kadastro çalışmalarının yapıldığı ve taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığı, kesinleşmiş orman tahdit çalışmaları üzerinden yasal 10 yıllık dava açma süresinin geçtiği, tapu kaydının orman sınırları dahilinde kalan bölüm yönünden kendiliğinden hükümsüz kaldığı söylendi.
Arazisi 'orman şerhi' konularak elinden alınan vatandaş, avukatı aracılığıyla Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine aleyhine Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açtı.
Arazi sahibinin avukatı, müvekkilinin araziyi bir başkasından satın aldığını, satın alma işlemini gerçekleştirdiği esnada tapuda hiç bir sınırlama ve şerh mevcut olmadığını belirtti. Müvekkilinin taşınmazının tapu kaydına orman şerhi konulduğunu iki yıl önce öğrendiğini, hemen akabinde başvurduklarını ancak idare tarafından başvurularının ret edildiğini kaydeden arazi sahibinin avukatı; "Taşınmaz kapama fındık bahçesi olup son derece bakımlı bir arazidir. Kaldı ki kişiler adına tapuda kayıtlı taşınmazlar yönünden kullanım kadastrosu çalışması yapılamaz. Müvekkilim araziyi satın alırken tapuda hiç bir sınırlama ve şerh yoktur. Müvekkilimin mülkiyet hakkı ihlal edilmiştir" dedi.
Orman İdaresi ise söz konusu arazinin orman yapıldığını, parselin bir kısmının devlet ormanı içinde, bir kısmının da 2B alanı içerisinde kaldığını, bu kısmın da eylemli ormana dönüştüğünü savundu. Dava konusu taşınmaza 1993 yılında şerh konulduğundan 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirten orman idaresi, kesinleşmiş orman kadastro çalışmalarına göre orman vasfında olan ve hukuki bir değeri olmayan bir tapunun taraflarınca her zaman iptalinin istenebileceği gerçeği karşısında tazminata hüküm edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etti.
Davalı hazinenin avukatı, orman şerhinin konulması tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçtiğini dolayısı ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini iddia etti. İdarenin orman şerhinin konulmasında tasarrufu olmadığı gibi kaldırılmasında da her hangi bir yetkisinin söz konusu olmayacağını kaydeden hazine avukatı, bu nedenle davanın kendileri yönünden husumet nedeni ile ret edilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Mahkemenin yaptığı keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda arazinin 12 bin 467 metre karelik kısmının orman içerisinde kaldığı belirlendi.
Mahkeme, zaman aşımı talepleriyle ilgili davacının orman şerhini 2014 yılında öğrendiği ve bunun üzerine vekili aracılığı ile şerhin kaldırılması istemi ile orman idaresine başvurduğunu, dolayısı ile 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçmediğini ifade ederek reddetti.
Davayı karara bağlayan mahkeme, hazinenin orman vasfı kazanan 12 bin 467 metre karelik arazi için vatandaşa 997 bin 412 lira tazminat ödemesine karar verdi.