ENVER KILIÇ: 'HİZMETE TALİBİM'
Siyasetin içerisin de uzun yıllar görev yapan İl Genel Meclisi eski Üyesi Enver Kılıç, Ada Postası Gazetesi Editörü Zemine Yılmaz İşçi’ye konuştu.
"Röportaj, Ada Postası gazetesinden alınan özel izin ile yayınlanmaktadır"
Sapanca Belediye Başkanlığı için aday olacağını da açıklayan Kılıç, " Devlet tecrübem, siyasi birikimimle ben bu göreve talibim. bizim ideolojik kişiliğimiz yoktur. Üretime ve hizmete yönelik ideolojimiz vardır. Bayrakta bizimdir, ezanda bizimdir. Sol görüşlüde olabilir, sağ görüşlüde olabilir. Biz merkezi noktada hep kucaklayan Mevlana anlayışı içersinde kişiliğimiz duruşumuz vardır" dedi.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1956 Sapanca doğumluyum. 1975- 1979 yıllarında yüksek tahsilimi tamamladım. 1980 yılında Türkiye Zirai Donatım Kurumu Müessese Müdürlüğünde, Endüstri Müdürlüğü üretim Planlama Mühendisliği bünyesinde 10 yıl görev yaptım. Daha sonra ayrılarak kendi işimi kurdum.
Kaç yıldır siyasetin içerisindesiniz?
25 yılından bu yana aktif siyasetin içindeyim. Siyaseten içinde çeşitli kademeler içerisinde görev yaptım.1994 yılında İl Genel Meclis üyesi seçildim. 1999'ta tekrar seçildim. 2004 yılında aynı göreve bağımsız aday olarak seçildim. İl genel Meclisi Gurup Başkan Vekilliği'ne 5 kez İl Daimi Encümen üyeliğine, Bütçe Plan kurulu başkanlığına, 1. ve 2. Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis üyeliğine Sakarya'yı Ankara'da temsilen Vilayetler Birliği üyeliğine 10 yıl ard arda seçildim.
Sapanca'da bir internet sitesinin yapmış olduğu Sapanca'da kimi belediye başkanı olarak görmek istersiniz? Başlığı altında yaptığı ankette sizin isminiz ön plana çıktı bu konuda ne düşünüyorsunuz?
25 yıldır siyasetin içindeyim. Sapanca halkı beni iyi tanır. Sapanca'nın köyünde, okulunda , yolunda camisinde, bizim emeğimiz büyüktür. Sapanca haklıda buna teveccüh göstermiştir kendilerine teşekkür ediyorum.
Uzun yıllar İl Genel Meclis Üyeliği yaptınız. Şimdiki İl Genel Meclisi'nin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
2004 ile 2009 yılları arasında 3 dönem İl Genel Meclis üyeliği yaptım. Buradaki çalışmalarımız Sakarya'nın kalkınmasına yönelikti. Köylerin tüm sorunları il genel meclisinde çözdük. Sakarya'nın alt yapısını, üst yapısını, köylerin sularını okulları gibi tüm eksiklerini tamamladık. Şuanda yeni yapılan SEAH'nin alt yapısında bizim kararlarımız vardır. Deprem öncesinde yapmamız gereken işler öyle sıkışmıştı ki bizim onların çözmemiz için radikal kararlar alıp, bütçemizi planlı ve programlı bir şekilde harcamamız gerekiyordu. Ve diyaloglu bir şekilde il encümen kararları ile benimde beş dönem Sakarya'da il daimi encümenliği yaptım.. Oradaki çalışmalarımızı ilçelerimize aktarmışız. Bugün gördüğüm kararıyla Sakarya'da il Genel Meclisleri, daha önce 3368 Sayılı Yasa mevzuata göre çalışıyordu. Sonrasında 5302 Sayılı Kanun 2005 yılında değiştirilerek daha fonksiyonel hale gelecek düşüncesi içersindeydik. Bir tek valilerin meclise başkanlığı kaldırıldı. Meclise meclisin içersinden seçilen başkanlık yapar hale geldi. Ama o zaman ne oldu. Bugünkü il Genel Meclisi'ndeki durum ve benim dönemdeki son zamanlarını kıyaslarsam mevzuatlar içersine boğulmuş bir bir meclis var. Ve benim ilçemden baktığım zaman da bu ilçeye yaptığım bu yolların bir o kadar daha gelişmesi gerekirken, bugün yaması daha yapılamayan köylerimiz var. Camilerimiz depremde yıkıldı, sıfırdan camileri biz yaptık. Dört tane yeni Anadolu lisesi ve ilköğretim okulu kazandırdık. Onların buraya verdiği hiç bir şeyi yok. Yani şunu demek istiyorum. Seçilen arkadaşlarımız, ya uyumlu çalışmıyorlar yada meclis acemi bir meclis konumunda işini yapamıyor. Bir türlü Sakarya'yı ayağa kaldıramadılar. Bunların hesaplarını genel manada değerlendirirsek hizmet değil, siyaset yapıldığı ortaya çıktı.
Büyükşehir Yasası'nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yani ülkenin bugünkü durumu bölünme dediğimiz Büyükşehir Yasası adı altında çıkartılan kanunlarla hepsine kendine bağladı. Devletin bütün tasarrufunda bulunan bütün yerler Büyükşehir'in alanına girdi. Bu kadar arazileri kendilerine bağlamasıyla köy hazine arazilerin tamamı bugün Büyükşehir'in eline geçirmiştir. Dikkat edilecek konu burasıdır. Burayı halka yönelik, köye yönelik hizmetler bu bölgede yapılmalıdır. Yani üretim yapan ekonomiye katkı değer yaratan alanlar üretim alanına dönüştürülmesi gerekir. Sapanca İlçesi'ni yöneten mevcut arkadaşlarımız bugün Sapanca'yı 20 yıl geriye götürmüşlerdir. Ben onlardan daha çok İl Genel Meclisi'nden kazandırdığım hizmetlerle Sapanca'nın 50 yıllık yapılamayan yatırımlarını ilçeye kazandırmışımdır. Şimdi ne olmalıdır? Bu arkadaşlarımız artık parti gücünden seçiliyorlar. Fakat bulundukları makamları demin dediğim gibi devletin bütçesini arttıracak olan bu gibi yerlerden gelir elde etmenin yoluna düşmesi lazım. Devlet, ona ayrı buna ayrı olmaz. Ben A partisinden veya B partisinden diye de bu olmaz. İktidar partisi olmazsa hizmet gelmez böyle bir şey yok. Biz İl Genel Meclisi'nde iktidar mıydık, Ankara'da iktidar mıydık yok. Ama bizim elimizdeki olan kaynaklarımızla biz yemek pişirdik, tüm ilçemize ve köyümüzün o bütçeden istifade ettirerek kalkınmasına yönelik hizmetler sunduk. Bugün bakımlara ihtiyaç olan binaları görüyorum kötü içersinde. Hiç kimse baktığı yok, seçilen siyasi arkadaşlarımızda seyrediyor. Fakat bizde buna geçmişte yaptıklarımızda çok emeği geçtiğimizden üzülerek söylüyorum. Yani bunları başıboşluluk halde bir durum ortada görüyorum. Bunlara dur diyecek olanlar ise siyasetçilerin görevidir. Biz bunların iktidar gücünün ilçemize kazandırdığı hiçbir şey yok. Bir çivi çakmamışlardır. Adliye Sarayı'ndan başka bir şey yok. Bizim zamanında ilçemize spora destek verdik. Gelin görün ki stadyum ve altyapı tesisler kaderlerine terk etmiş durumda. Halkımız bu konuda şikayetçi. Ben uzun zamandır siyasetçiyim. Şuan parti konumuz biraz zayıf. Halk gücümüz var. Ama Neticeye gideceğimiz bir çoğunlukta değiliz. Bundan dolayı da partilerin ayrı ayrı hareket etmelerinden aday göstermelerinden dolayı da bölünmeden istifade eden bir parti konum ortaya çıkıyor. İşte biz bu bölünmeyi asgariye indirip te bir merkezi noktada birleşik siyasi ortaya koyabilirsek Demokrat Parti bu siyasetin içinde olur dedik. Taşın altına elimizi koyarız dedik. Yeter ki bu gidişe dur diyelim.
Sapanca Gölü özellikle son birkaç yıldır çok tartışılıyor. Sizde bir Sapancalı olarak bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Sapanca Gölü kimin biliyor musunuz? İsim hakkıyla Sapanca'nın malıdır.
Biz bunu hesabını bugüne kadar 1965 yılından beri Sakarya su alıyor. Bu yerleşik havzası içersinde 22 tane fabrikamız var. Peki bu fabrikaların çalışmalarını destekliyoruz. Bölgemize istihdam yapıyor destekliyoruz, ama onlara diyeceğimiz şeyler var. Arkadaşlar bu bölgede gelin hep beraber, ilçemizi kalkındıracak projelere destek verin, beraber bu ilçeyi kollayalım sizde istifade edin. Halkta istifade etsin. Ve gölümüzü muhafaza edelim diyoruz. Şimdi bakın dere yataklarımız pis içersinde gel kardeşim sayın SASKİ yılda 100 milyon metre küp su alıyorsunuz. Peki kolektör hattının benim ilçemin Ankara'dan aldığı gelirlerden paylardan keserek yapıyorsunuz, Osman Nuri Erdoğan zamanındaydı 9 milyar kadar kolektör hattı Sapanca ilçesinin Belediye Başkanlığının nezaretinde yapılmıştır. İller Bankası finansa etmiştir. Fakat Sapanca'nın gelirlerinden kesmiştir. Peki kim yapmış oluyor bu kolektör hattını Sapanca halkı yapmış oluyor. Peki Büyükşehir ve SASKİ olarak Sapanca Gölü'nden su alıp bu ilçeye ne veriyorsunuz bu gölün korunması için. Hiç bir şey. Peki Kocaeli ne alıyor? Bölgemizdeki havza suyu yaklaşık olarak 135 milyon metre küptür. Bunun 25 milyon metre küpünü Kocaeli almaktadır. Geri kalanı Sakarya almaktadır. Peki Sapanca'ya ne oluyor. Sapanca ilçesi ne halde deyip bu tarafa kafalarını çevirmedikleri taktirde, eğer bize görev düşerse ben devlet tecrübesinin içinde bulunan, mevzuatların içinde yer alan bir kişi olarak, ben ilçemin Sakarya'dan alacağı Allah katından bir hakkı vardır. Bunu alacağım.Sapanca Belediye Başkanlığına aday mısınız? Hangi Partiden aday olacaksınız? Sapanca ile ilgili projeleriniz nelerdir?
Sapanca ile ilgili projelerimiz hep var. Nasıl ki İl Genel Meclisi'ndeki çalışmalarımız varsa ilçemize göre de bizim düşündüğümüz projelerimiz var. Sakarya'yı ayağa kaldıracak büyük projelerimiz var. Ama onları şimdi açıklamıyorum. Çünkü bizim daha önce söylediklerimiz projeler iktidar kopya çekerek gerçekleştiriyorlar. O bakımından söylemiyoruz. Sapanca halkı benim neler yapacağımı biliyor. Hizmete talibiz. Hizmetin önüne açmak siyaset üretenlerin ve Sapanca halkının görevidir. O görevi yaparlarsa varım. Yapmazlarsa artık kendileri bilir. Ben Enver Kılıç olarak 15 yıldır bu ilin kalkınmasında büyük rol üstlenmişimdir. Sakarya Nehri Ulaşım Projesi için Süleyman Demirel'den 5 milyar aldık. Ama bu mega projeyi iktidar yapmadı. Bir tane HES'imiz vardı. Bu projemizi kaptılar. Bu bizim projemizdi. Sakarya Nehri'nin 100 metre uzunluğundaki kısmın alanın açılması için üniversitede fizibilite çalışması başlatıldı. Ve 5 milyar İl Özel İdaresi bütçesinden ve 5 milyar da Süleyman Demirel başkanlığında bu parayı topladık. Fakat 1999 sonrası deprem olunca bu mega projelerimiz askıya alındı. Çünkü deprem sonrasında hasar gören alt ve üst yapıların yenilenmesi için bu para oralara aktarıldı. Deprem olmasaydı Sakarya güzel bir il olmanın yolunda ilerliyordu. Ve bugün Sapanca ilçemizde öncelikli olarak, ekonomik kalkınmaya yönelik projeler var, Sağlıkla ilgili projelerimiz var. Branş hastanelerle ilgili projelerimiz var. Teleferikle ilgili çalışmalarımız var. Ve bunun gibi bir çok projelerimiz var. Gerçekten bizim ideolojik kişiliğimiz yoktur. Üretime ve hizmete yönelik ideolojimiz vardır. Bayrakta bizimdir, ezanda bizimdir. Sol görüşlüde olabilir, sağ görüşlüde olabilir. Biz merkezi noktada hep kucaklayan Mevlana anlayışı içersinde kişiliğimiz duruşumuz vardır. Ve bu noktada taviz vermeyeceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Hizmete yönelik ne varsa saygı duracağız. Sokaktaki vatandaşında düşüncesini alacağız. Bunu yapmak için bu siyasi oluşumunu mutlaka Sapanca'ya yapmamız gerekir bu çok önemli. Mesajım ise şu atım var meydanım yok, meydanım var atım yok. Ama iyi bir siyasetin oluşması için Sapanca'nın diğer siyasi parti mensup arkadaşlara büyük görev düşüyor. Onlarla beraber güzel güzel mutfakta yemek pişirir bu insanlara sunarız. Bu tecrübeye sahibiz.
Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu'nun çalışmaları nasıl buluyorsunuz?
Bu arkadaşlarımız çok tecrübesiz. Onlara bir şey demek istemiyorum. Halkımıza havale ediyorum. Ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ama bu kadar.
Son olarak Sapanca halkına vermek istediğiz mesajınız varmı?
Sapanca halkımız bize fırsat verirse, Sapanca'nın gelirlerini arttıracak ve bunları hizmete doğru yöneltilecek nelerin olduğunu biliyoruz. Sapanca Göl'ün sahibi Sapancadır. Her şeyden önce isim lisans hakkı vardır. Buradaki olan paylarımızı 1965 yılından beri alınan, sudan elde edilen gelirlerimizi fazlasıyla geri alacağız. Hizmet olarak alacağız. Yasa ve mevzuatlara göre alacağız. Gölü korumak bu vatandaşın görevi ise, benim ilçemdeki olan su kirliliği ve kontrol yönetmeliği ile ilçenin gelişmeye doğru önünü tıkayan kanun mevzuatlar var. Bunları kaldırmak zorundayız. Gölün tamamını kolektörle sarmalıyız. Kolektör ve diğer çalışmalarını halk mücadelesini vermiştir. Halk cezasını çekmektedir. Sefasını il bütçesine gelen diğer ilçeler istifade etmektedir. Sapanca ilçesi hizmetlerden mahrum bırakılmıştır.