"İSKİLİPLİ ATIF HOCA İFTİHARIMIZDIR"
Sapanca Bilgi Eğitim Dayanışma Derneği (SABED) İskilipli Atıf Hoca’nın katledilmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı.
İşte basın açıklaması:
Yaşadığımız topraklar ve bu topraklarda yaşanan tarih İslam'a ve müslümanlara karşı yapılmış birçok ibretlerle dolu. Bundan tam 89 yıl önce 4 Şubat 1926 da idam edilen İskilipli Atıf Hoca'ya yapılanlar da bu ibretlerden sadece bir tanesi.
İskilip Atıf Hoca 1875 yılında Bayat'ın Toyhane köyünde doğar. Küçük yaşta yetim kalır ve dedesi tarafından yetiştirilir.1905 yılında İstanbul Fatih Medresesinde ders vermeye başlar.31 Mart provokasyonuna katıldığı iddiasıyla tutuklanır. Devir İttihat Terakki'nin devridir.1915 de beş buçuk yıllığına Sinop'a sürgün edilir. Serbest kaldıktan sonra tekrar İstanbul'a gelir ve İslami dersler vermeye devam eder.
İskilipli Atıf Hoca Şapka Kanunu çıkmadan önce yazdığı ve için de iman-amel bütünlüğünü anlattığı Frenk Mukallitliği isimli kitabından dolayı 9 Aralık 1925'te tutuklanır. Ardından gemi ambarında Giresun'daki İstiklal Mahkemesi'ne gönderilir. Burada beraat eden İskilipli Atıf Hoca tekrardan İstanbul'a götürülür.
Fakat İstiklal Mahkemeleri'nin üyeleri peşini bırakmazlar.
Bu sefer de Ankara İstiklal Mahkemeleri'nde yargılamak için İstanbul'da gözaltına alınarak tutuklanıp Ankara'ya getirilir. Ankara İstiklal Mahkemesi Hakimi Kılıç Ali'nin İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi hakkında karardan kısa bir süre önce gazetecilere 'masum' olduğunu söylediği halde 4 Şubat 1926'da idam kararı verdi.
Karar aynı gün infaz edildi ve İskilipli Atıf Hoca ve Ali Rıza Hoca şehadet mertebesine eriştiler.
Evet!
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Lozan sonrası oluşturulan siyasal ortamı fırsat bilip İngilizlerle işbirliği yaparak iktidarı ele geçirenlerin ortaya koydukları zulümlerden sadece bir tanesinden bahsediyoruz.
İstiklal Mahkemeleri bu anlamda adeta bir kıyım makinesi gibi çalıştı. İstiklal Mahkemesi hakimlerinden Kara Ali bizzat kendisinin eliyle altı binden fazla insanın idam edildiğini belirtmiştir. Bunun yanında sadece Konya bölgesinde beşbin civarında insanın katledildiği düşünüldüğünde yaşadığımız topraklarda nasıl bir kıyımın gerçekleştirildiğini daha rahat anlayabiliriz.
İskilip Atıf Hoca'nın ibret olsun diye üç gün boyunca Meclisin bahçesinde asılı olarak tutulması İslama ve Müslümanlara duyulan kinin ve nefretin hangi boyutlarda olduğunu anlamak için yetmez mi?
1925'de çıkartılan Takriri Sükûn kanununu ardından bu topraklarda ne kadar kanaat önderi hoca toplumun önde gelen şahsiyeti varsa yok edildi. Asırlardır kullanılan harfler bir gecede değiştirilerek insanların kökleri ile olan bağları yok edildi. Tamamıyla Batıcı ve ilerlemeci bir anlayış hakim kılındı. İslama ve Müslümanlara ait ne varsa hatta Kur'an kurslarına ve hatta elifbalara kadar insanların dinleri ile Kitaplarıyla olan tüm bağları kopartılmaya çalışıldı.
Biz Sapanca Bilgi Eğitim ve Dayanışma Derneği (SABED) olarak her 4 Şubatta İskilipli Atıf Hoca ve onunla birlikte asılan Babaeski Müftüsü Ali Rıza Hoca hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz. Allah onları rahmeti ve mağfireti ile karşılasın.
Elbette ki İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsünün iade-i itibara ihtiyaçları yok ama bizler iade-i itibarlarını geri verilmesini Hükümet yetkililerinden talep ediyoruz.