'GİZLİ BİLGİ VE BELGE BULUNDURMA' DAVASI
Avukat Atilla Ertekin, Sapanca'daki aramada iki ayrı ekibin arama yaptığını, suç delillerinin ikinci aramada bulunduğunu savunarak, bu durumun şüphe uyandırdığını kaydetti.
İzmir'deki 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, tutuklu sanıkların ve duruşma salonunda hazır bulunan avukatlarının talepleri alındı.
Avukat Atilla Ertekin, Sapanca'daki aramada iki ayrı ekibin arama yaptığını, suç delillerinin ikinci aramada bulunduğunu savunarak, bu durumun şüphe uyandırdığını kaydetti.
Davanın hukuka aykırılıklarla başladığını ifade eden Ertekin, "Savcılık aşamasında ifadeleri alınan müvekkillerime, müşteki de olabilirsiniz" dendi. Ama buna rağmen tutuklandılar. Torba yasası çıktı. Birçok kişi bu yasadan, adli kontrol hükümleri ile yararlandı. Özel Yetkili Mahkemeler 21. yüzyılda hukuku katleder hale gelmiştir. Savcıların, 59 tutuklu sanık hakkında verdiği mütalaa yarım sayfa. Ben bu mütalaaya göre tahliye talebinde bulunmuyorum. Resen tahliye edin diye bekliyorum" dedi.
"Başbakan'ın tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz"
Avukat Murat Ergün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Yalçın Akdoğan'ın tanık olarak dinlenmesini talep ederek, şöyle konuştu:
"Müvekkillerimin suçsuzluğu için tanıklıkları çok önemli. Bildiklerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Savunmamızın tanığıdırlar. Usul yasasına göre bu konuda karar verilmesini istiyorum. 2 bin 500 kişilik listeden bahsedildi, son derece vahim bir iddia. Biz bu emniyet listesi içerisinde bu davanın hazırlığını yapan polislerin olup olmadığını merak ediyoruz.
Kavga etmeseler, bunlar çıkmazdı. kavgada en önemli merhale bu dava. Bahse konu cemaatle hükümet kavgasının davasıdır bu dava."
Avukat Tuğba Balkan ise, söylentiler ve varsayıma ilişkin savunma yapmanın gereksiz olduğunu, en ufak bir delil bulunmadığı için örgütün varlığından söz edilemeyeceğini öne sürerek, "Bu davada bulunan tek somut delil, evlerde bulunan hard disklere toplu halde atılmış verilerdir. Bu verilerin oluşturulma ve hard disklere aktarılma tarihi aynı tarihtir. Birilerinin bir şekilde oluşturup yerleştirdiği gibi bir sonuç çıkıyor" dedi.
Sanık Namık Altıparmak'ın avukatı Mehmet Hacıahmetoğlu, müvekkilinin iddianamede belirtilen dönemde Başbakanlık Askeri Danışmanlığını yürüttüğünü belirterek, "İddianamede bahsi geçen belgelerin, müvekkilimin çalıştığı yerde müşterek kullanılan bilgisayardan alındığını düşünüyoruz. Son dönemdeki gelişmeler de bunu açıkça gösteriyor. Genelkurmay ve Başbakanlık'tan bu konuda bilgi istedik. Talep ettiğimiz bilgilerin mahkeme eliyle gönderilmesi çok önemlidir" dedi.
Avukat Ömer Faruk, savcıların ılımlı, olumlu, vicdani, hukuki bir mütalaa vermesini beklediklerini, ancak son aylarda bu davayı da ilgilendiren hiçbir gelişme yaşanmamış gibi, yargı cemaat ilişkileri hiç gündeme gelmemiş gibi bir mütalaayla karşılaştıklarını söyledi.
Diğer tutuklu sanık avukatları da müvekkillerinin 20 aya yakındır tutuklu olduklarını, tutukluluğun bir tedbir olmaktan çoktan çıkıp infaza dönüştüğünü belirterek tahliye taleplerini iletti.
Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, tahliye taleplerinin alınmasına devam edilmek üzere duruşmaya öğle arası verdi.
Tahliye TALEPLERİNE RET Davanın öğleden sonraki oturumunda davanın bir numaralı tutuklu sanığı işadamı Bilgin Özkaynak'ın Avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, taleplerini mahkeme heyetine iletti.
Davanın öğleden sonraki oturumunda davanın bir numaralı tutuklu sanığı işadamıBilgin Özkaynak'ın Avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, taleplerini mahkeme heyetine iletti. Sakakarya, "Bu davanın bir komplo oduğunu iki yıl önce söylemiştim. Şimdi ise siyasiler çıkıyor aynı lafı söylüyor. Başbakan ve siyasi danışmanın da tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Hukuktan üstün hiç kimse yok. Duruşmada sorgulanmalarını istiyorum. Bu salonda müvekkilimle ilgili casus diye kimse, bir söz söylemedi. 357 sanıktan 316'sı asker kökenli. Müvekkilimin burada ne işi var? Kendisiyle de bu konuyu çok değerlendirdik. Böyle bir örgüt varsa, paralı bir sivil de gerekiyor diye müvekkilim bu dosyaya dahil edildi. Daha önce kendisinin adı Ergenekon dosyasında da geçti. 2007 yılından itibaren Üç yıl boyunca telefonları dinlendi. Hiçbir şekilde suç unsuru rastlanmadığı için suç unsuru olmadığı yönünde karar verildi. İki yıl sonra tekrar bu davaya dahil edildi. Soruşturma ABD'den gelen bir maile dayanarak yapılmaya başlandı. Buradaki kızlardan hangisi ABD'li? Hepsi benim gibi Türk. Bu kızlardan hangisi üniversiteli? Önlerine bir botla fıkrateyn konsa hangisi ne bilmezler. Bu dijital metaryellere bakıldığında benzer yargılamalarda olduğu gibi ya siyah poşette ya da mutfakta bulundu. Hiç biri de kendilerine ait olduğunu kabul etmemiştir. İlk başta parmak ve DNA testi yapılmasını istedik. Bunlar hep reddedildi. ABD'den gelen maillerin hiçbiri bu dosyada görünmüyor. Burada menfaat var mı? Pandora veri tabanı, içerikle iddiası farklı olan arama tutanağı var. Tutanağın birinde antika silahlar var. Diğerinde ise dijital veriler var deniyor. Bu operasyonda görev yapan emniyet amiri Emin Göktaş, bu operasyondan sonra Mali Şube Büro Amiri olmuştur. Emniyette görevden almalarda bu kişi de görevden alındı. Görüntü istedim. Beş on saniyelik görüntü verildi. Böyle büyük bir operasyonda beş on saniyelik görüntü olur mu? Müvekkilimin evinde ele geçen metaryenlerde hiç bir suç usuruna rastlanmamıştır. Sadece dışarıdan getirilen harici hard disk dışında. Sizleri vicdani olmaya davet ediyorum. Bugün tahliyelerin olacağı umudumuz var" dedi.
Tutuklu sanıklar Mine Hare, Menekşe Demirci ve Sibel Er'in avukatı Nevzat Güleşen, savunmasında, "Galileo'yu yargılayan engizisyon mahkemeleri gibi Türk mahkemelerini de gülünç duruma düşürmeyin. Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki evinde ilk arama yapılıyor. Hiçbir delil bulunmuyor. İki gün sonra yapılan aramada ise imajlar bulunuyor. Bu davanın kurgusu baştan yanlıştır. Tutuklu üç müvekkilimin tahliyesini talep ediyorm" dedi.
SAVCI MURAT GÖK HATIRLATMASI
Avukat Bilge Özer, mahkeme başkanı Atilla Rahman'a "Siz buraya atanmadan önce bir savcı vardı. Adı Murat Gök'tü. Kasıp kavurdu. Daha sonra valiyi de gözaltına alacağını söyledi. Bu söylemden sonra görevden alındı. Samsun'a tayin edildi. Orada öldü mü, öldürdüldü mü belli değil. İzmir AKP milletvekili Ali Aşlık,Twitter'den Murat Gök'ün durumunu paylaştı. Zekeriya Öz'e gönderme yapıp, "senin de sonun bu savcı gibi olacak' dedi. Burada savcı ve hakimler tehdit edilmiştir. Siz de çok zor durumdasınız biliyoruz. Ama söyleyemiyoruz. Hanifi Avcı da tanık olarak dinlensin" dedi. Mahkeme başkanı Atilla Rahman, karar için 15 dakika ara verdi.
TAHLİYE YOK
Mahkeme başkanı Atilla Rahman, taleplerin ardından, heyet olarak alınan kararları açıkladı. Rahman, yurt dışı yasağı bulunan sanıkların yasağın devamına, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan ile Hanefi Avcı'nın tanık olarak dinlenme isteminin reddine, tutuklu sanıkların tümünün tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı 10 Mart'a erteledi.