ANNE-KIZIN SAPANCA GÖLÜNDE BÜYÜK MÜCADELESİ
Kürek sporuyla ilgilenen kızını antrenmanlara götürürken zamanla kendisini de bu sporun içinde bulan Özlem Semiz, kızıyla aynı parkurda kürek çekiyor.
Altınboynuz Spor Kulübünün lisanlı sporcusu olan kızı 16 yaşındaki Dila Eylül Semiz'i antrenmanlara götüren Özlem Semiz, bir süre sonra kürek sporuyla ilgilenmeye başladı. Küçük yaşta annesinin tavsiyesiyle kürek sporuyla tanışan Dila Eylül Semiz, kendisini antrenmanlara götüren annesinin de bu sporu yapmasını istedi. Bir süre sonra çocuğunun ısrarına dayanamayan anne Semiz, kulübün lisanslı sporcusu oldu.
Sapanca Gölü'nde düzenlenen Türkiye Deniz Küreği Şampiyonası'nda ilk kez kızıyla yarışan Semiz, "Büyük Kadınlar 4 Çifte" kategorisinde 2 bin metrede mücadele etti. Kızıyla aynı şampiyonada yarışmanın heyecanını yaşayan anne Semiz, başarı elde etmek için kızıyla kürek çekmeye devam etmek istiyor.
"Kürek sporuna devam edeceğim"
Özlem Semiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının kürek sporuyla ilgilendiğini, kendisinin 1 yıl önce bu spora başladığını anlattı. Yaş ortalaması en yüksek ekibin kendileri olduğunu aktaran Semiz, "Kızımı getirip götürdüğüm için ben de devam ettim. Bizim için gayet olumlu etkisi oldu. Kızımla birlikte spor yapıyoruz. Bu zamana kadar sürekli bir spor yapmamıştım. Benim için iyi bir deneyim oldu." diye konuştu.
Semiz, Sapanca Gölü'nde düzenlenen Türkiye Deniz Küreği Şampiyonası'nda "Büyük Kadınlar 4 Çifte" kategorisinde mücadele ettiklerini ancak ikinci elemede yarışa katılamadıklarını belirterek, şimdi 29 Ekim'de yapılacak yarışlara hazırlanacaklarını kaydetti.
Kızıyla aynı kulvarda yarışmadıklarını ama onu izlemenin çok keyifli olduğunu dile getiren anne Semiz, şöyle devam etti: "O da beni ilk defa izledi. Güzel oldu bizim için. Herkesin bu spora başlaması gerek. Fizik açısından da sağlık açısından da çok faydası var. Bırakmayı düşünmüyorum, devam edeceğim. Hobi olarak, sağlık açısından başladık ama yarışlara katılmak da bizim için güzel bir aktivite oluyor. Katılıyoruz ama tabii çok büyük beklentimiz yok."
Genç sporcuları geçmeyi çok istediğini ancak bunun zor olduğunu ifade eden Semiz, bunun için çok çalışması gerektiğini söyledi. "Aynı sporu yaptığımız için çok mutluyum" Altınboynuz Spor Kulübü sporcusu Dila Eylül Semiz de kürek sporuna annesinin teşviki sonucu başladığını belirterek, 2 yıldır kürek çektiğini anlattı.
Bir süre sonra annesinin de kürek sporuyla ilgilenmeye başladığını aktaran Dila Eylül, "Bu durumdan çok memnunum. Annemin ilk başladığı zamanlarda 2 bin metrede yarışacağını hiç düşünemezdim ama çok mutluyuz. Çok güzel bir duygu. Annemden daha önce başladığım için o bana,' Nasıl yapacağım, kürek sonunu getireceğim?' diye soruyor. Beraber konuşuyoruz, tartışıyoruz ama aynı sporu yaptığımız için çok mutluyum." ifadelerini kullandı.
Dila Eylül Semiz, annesiyle daha çok teknik konuları konuştuğuna dikkati çekerek, "Annem beni geçebilir mi bilemiyorum. Performansı gayet iyi gözüküyor şu anda. İki farklı yaştaki insan, anne-kız özellikle bu sporu yapabiliyor. Her yaştaki insan rahatlıkla yapabilir. Böyle bir örnek de var karşılarında. Ailece bir aktivite yapmak isterlerse kürek çok güzel bir seçim bence." değerlendirmesinde bulundu.
"Başarıdan ziyade o cesareti gösterebilmeleri çok önemli"
Altınboynuz Spor Kulübü Başkan Yardımcısı ve Antrenörü Fırat Fırat ise çocuklarını kulüpte bekleyen kadınların, daha sonra "Haydi beraber kürek çekelim." düşüncesiyle bu spora başladığını kaydetti.
Kadınların bu alanda kendilerini geliştirdiklerini, zamanla arkadaşlarını bu sporu yapmaya teşvik ettiğine değinen Fırat, "Sonrasında anne-kız, baba-oğul eşleşmeler oluştu. Onları da birazcık ileriye götürmek adına yarış oluşturduk. Her gün antrenmanlara geldiler ve sonunda bu yarışta start almayı hak ettiler. Başarıdan ziyade o cesareti gösterebilmeleri çok önemli çünkü bu yaşta hakikaten bu cesareti gösterebilmek zor. O cesaretle beraber hak ederek çok da temiz kürek çektiler. Bizim istediğimiz de o. Gerçekten hepsi başardı." diye konuştu.
Özlem Semiz ile aynı kategoride yarışan 47 yaşındaki Sema Heptaşkın, daha önce omurgalarının kırıldığını, belden yukarı olan bölgede duruş bozukluğu ve kaslarda zayıflık olduğunu dile getirerek, fizyoterapistin önerisiyle bu spora başladığını aktardı.
İşin buralara geleceğini kendisinin de tahmin etmediğini belirten Heptaşkın, "Çok keyifli, çok heyecanlı. 47 yaşından sonra lisanslı sporcu olmak da değişik duyguymuş. Çok keyif aldım. Uzun bir parkur, 2 bin metre. Elendik ama bitirdik. Bir dahaki sefere diyoruz inşallah. Daha iyi olmak istiyorum. Yarıştığımız kişiler neticede 20-25 yaşında, neredeyse bizim yarı yaşımızdalar ama onlarla da birlikte olmak keyifli. Bence biz onlara da heyecan veriyoruz." ifadelerini kullandı.