SAPANCA İHH'DAN DOĞU GUTA AÇIKLAMASI

GÜNCEL

SAPANCA İHH'DAN DOĞU GUTA AÇIKLAMASI

İHH Sapanca Temsilcisi Baki Kızıltepe, "Fırat Kalkanı' harekatı ile bölgeye giren Türkiye, 'Zeytin Dalı' harekatı ile bölge insanına umut oldu. Suriye halkı zeytin dalına sımsıkı tutundu, yardımlar artarak devam etmeli" dedi.

Doğu Guta'nın 1 aylık ateşkes ilan edilmesine rağmen bombalanmaya devam edildiğini ifade eden Kızıltepe, yayınladığı yazılı mesajında şu ifadelere yer verdi: "Fırat Kalkanı' harekatı ile DAEŞ'i bölgeden temizleyen Türkiye, 'Zeytin Dalı' harekatı ile Afrin'i terör örgütü PYD/YPG'den temizlemek, bölge insanın özgürlüğünü ve kendi sınır güveliğini sağlamak için mücadele ediyor. Suriye'de Esad rejiminin 5 yılı aşkın süredir abluka altında tuttuğu Doğu Guta'da 21. yüzyılın en büyük insani trajedilerinden biri yaşanıyor. Esad rejimi ve Rusya tarafından havadan ve karadan bombardıman altında tutulan Guta'da her gün onlarca, yüzlerce sivil katlediliyor. Bölgede son üç ayda binden fazla sivil katledildi. Rejimin kara ve hava saldırılarının yanı sıra 'Aç bırakma silahı' ile de vurduğu Doğu Guta'da en büyük mağduriyeti bebekler ve çocuklar yaşıyor. Yaklaşık 1 senedir bölgeye yeterli gıda ve tıbbi malzeme sokulamıyor. Bebekler, çocuklar ve hastalar, yeterli beslenemedikleri ve tedavi edilemedikleri için can veriyor. Dünyanın canlı yayınlarla izlediği, bizzat BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in 'Yeryüzü Cehennemi' olarak tanımladığı Doğu Guta, insani yardım ve yaralıların tahliyesi için ilan edilen bir aylık ateşkese rağmen bombalanıyor.

Açık kapı politikası ve insani yardım noktasında başından beri mazlum Suriye halkının ve mültecilerin umut kapısı olan Türkiye, stratejik ortakları tarafından kurulan tuzakları boşa çıkarmak, bölge insanının ve Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için Suriye topraklarına askeri harekat düzenledi. Türkiye'nin bölgeye girmesiyle umutsuzluk girdabından bir nebze olsun kurtulan Suriye'nin mazlum halkı, Afrin zaferini bizden çok istiyor, askerlerimize bizden çok dua ediyorlar.

Türkiye'nin bölgedeki varlığı, güvenli ve normal bir hayat için fırsat olarak görülüyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da belirttiği gibi artık güven içinde yaşayabilecekleri memleketlerine dönmeleri gerekiyor.

Yüz binlerce sakat, kadın, çocuk ve yaşlının, on binlerce dul ve yetimin, kamplarda ve derme çatma çadırlarda hayatta kalma mücadelesi verdiği ve bunların büyük bir bölümünün bugün Türkiye'nin kontrolün de olan bölgelerde ve Türkiye sınırları içerisinde olduğu, bu nedenle işimizin dünden daha çok, yükümüzün dünden daha ağır olduğu kaçınılmaz bir gerçek.

Bu güne kadar başta İHH olmak üzere sivil toplum kuruluşları; barınma, iaşe, giyim, sağlık ve insanların güvenli bölgelere tahliyesi konusunda çok ciddi işler başardı.  Türkiye halkının, kurum ve kuruluşlarının tüm dünyaya bir insanlık dersi verdiğini belirtmekle birlikte, gerek sıkıntıların büyüyerek devam etmesi, gerek bağışların giderek azalması ve gerekse beklentilerin yükselmesi neticesinde bizim her zamankinden daha çok duyarlı olmamız ve devlet olarak yüklenmiş olduğumuz sorumluğu millet olarak paylaşmamız gerekmektedir. Uzatılan zeytin dalına sımsıkı tutunan Suriye halkını her zamankinden daha çok hatırlamalıyız. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Rabbim mazlumların duasını alan orduyu zafere ulaştır."